Derler ki; şiddetli hisler, aynı şiddetle bir yıkımı beraberinde getirir.
Karadeniz’in yüksek zirveleri, dumanlı dağları ve sonsuz yeşillikleri arasında sevdalarını saklayan Ahu ve Timur için bir atmaca sesi yıkımın habercisidir.
Aile olmanın sıcaklığıyla sarmalanan Ahu ve Timur, geçmişten kaçmış, kendilerine yeni bir hayat kurmuştur. Ama şeytanın nefesi daima bir adım arkalarında; eli omuzlarında, nefreti yüreklerindedir.
Uçurumlar derin, yağmurlar sisli, kayıplar ve kaybedişler ise bir o kadar acıdır. Şimdi geriye sadece tek bir soru kalmıştır: GÜNEŞ BU KARANLIĞA DA DOĞAR MI?